ŞİDDETSİZ İLETİŞİM

Yaşamımda istediğim şey, şefkat…
Kendimle başkaları arasında, karşılıklı olarak gönülden vermeye dayalı bir akış…
Marshall Rosenberg
Çoğumuz, doğduğumuz günden itibaren, insanlarla olan iletişimimizde “doğru/yanlış” çerçevesi içinde rekabet etmek, yargılamak, talepte ve teşhiste bulunmak üzere eğitiliriz. Bize öğretilen düşünme ve konuşma şekli, en iyimser haliyle bile iletişimi aksatır, hem kendi içimizde hem de başkalarına karşı yanlış anlaşılmalar ve hayal kırıklıkları yaratır.
Şiddetsiz İletişim, kendimizi ifade etme ve başkalarını dinleme biçimimizi yeni bir çerçeveye oturtmamıza ve ilişkilerimizde derinlerdeki ihtiyaçları duyabilmemize rehberlik eder. Sözlerimiz, alışkanlık haline gelmiş ve otomatik tepkiler olmaktan çıkıp ne istediğimizin farkında olma temeline dayalı bilinçli cevaplara dönüşür.
Marshall Rosenberg’in geliştirdiği bir iletişim tekniği olan Şiddetsiz İletişim, bize otomatik tepkiler haline gelmiş iletişim alışkanlıklarımızı kenara koyup bilinçli ve şefkatli bir dil kullanmayı önermekte.
Kimi zaman dilimizin ucundaki imalı sözcüklerle, kimi zaman bakışlarımızla, kimi zaman asık suratlarımızla karşımızdaki kişileri Pasif Şiddetimize maruz bırakmaktayız.
Yargıladğımız, küçümsediğimiz, dinlemediğimiz, sıfat taktığımız, zorladığımız, değiştirmeye çalıştığımız, genellemeler yaptığımız, empati kurmadığımız her an “Şiddetli İletişim” kuruyoruz demektir.